Varna (Odessus, Vare) Tarihi
Makale: Özhan Öztürk
Varna‘nın (Bulgarca Варна) bulunduğu yerde Antik çağ’da MÖ 7. yüzyıl sonlarında kurulmuş bir Milet ticaret kolonisi olan Odessus[1], Karadeniz’in batı kıyısında Panysus (Provadiiska) nehri ağzında yer almaktaydı . Bölgede kentle ilişkili en eski arkeolojik materyaller 600-575 arasına tarihlenirken, Pseudo-Scymnus kentin MÖ 6. yüzyılda bir Trak yerleşimi olduğunu bildirmiştir. Odessos, Apollonia, Callatis, Mesembria ve Tomis kentleriyle birlikte Pontus pentapolisini oluştururken, kent halkı Trak kabileleriyle Yunanlıların karışımından oluşmaktaydı. MÖ 478’de Pers imparatorluğuyla savaşmak için Atina liderliğindeki Delos Birliği’ne MÖ 425’de katıldığı sanılan Odessus, MÖ 339’da Geta kralı II. Philip tarafından kuşatılmışsa da ancak MÖ 335’de Büyük İskender tarafından fethedilebilmiştir.
Varna Tarihi
Roma dönemine ait ilk kayıt MS 15 yılına ait olup, önce Moesia sonra Moesia
Inferior eyaletine bağlanmış olan kente Avrupa’nın en büyük dördüncü hamamı inşa edilmiştir. Flavius Theodosius (408-450) ile Hun imparatoru Atilla arasındaki barış antlaşması 442 yılında Odessus’ta imzalanmıştır. I. Justinian (527–565) 18 Mayıs 536 tarihinde bir prefect tarafından yönetilen “Quaestura Exercitus” adı verilen Moesia Inferior ile Scythia Minor eyaletlerini kapsayan ve merkezi Odessus olan bir yönetim bölgesi oluşturmuş[2] surları takviye etmiştir.
Varna adının anlamı
Bizanslı rahip Saint Theophanes Confessor (758-817) 680’de Asparuh’un ilk Bulgar krallığını kurduğunu bildirirken, “Varna” adını ilk anan yazar olmuştur. Ioannis Nicholaou Odessos kentinin MS 587 tarihli Avar işgali sonrasında bu halkın dilinde ‘kale’ anlamına gelen ‘var‘ olarak anıldığını iddia etmektedir[3]. Asparuh 681’de Bizans ile barış antlaşması imzalanmasına karşın Varna nehrinde bir savunma hattı oluşturmuştur. 9. yüzyıl sonları ile 10. yüzyılın ortalarına dek kentin kontrolü Bizans’ın eline geçmişse de Kaloyan 1201’de Varna kalesini Bizanslılar’dan alarak 2. Bulgar krallığını kurmuştur. 1261’de Nymphaeum antlaşmasıyla Bizans imparatoru VIII. Michael Palaeologus Karadeniz’i Ceneviz ticaretine açınca Varna önemli bir ticaret merkezi olmuş, Cenevizliler‘e Venedik ve Ragusa ticaret gemilerinin de gelmesiyle kent hızla gelişmiştir.
Bu dönemde Ceneviz ve Venedik konsolosları Varna’da Ragusa’nın ki Providanya’da ikamet etmiştir. Ortaçağ boyunca Varna limanından İstanbul’a ve İtalyan kentlerine buğday, hayvan derisi, şarap, bal, balmumu ve diğer tarım ürünleri ihraç edilirken, Akdeniz ürünleri ve lüks mallar ithal edilmiştir. 14. Yüzyıl İtalyan portolanlarında Konstantinopolis ile Tuna deltası arasındaki en önemli liman kenti olarak gösterilen Varna 14. Yüzyılda “Varna perperi” adıyla kendi para standardını da oluşturmayı başarmıştır.
Savoy kontu VI. Amadeus’un Bulgaristan seferi (1366-67)
Yeşil Kont[4] adıyla da tanınan Savoy kontu VI. Amadeus (1334-1383) bugünkü İtalya-Fransa sınırını teşkil eden, o dönem için stratejik ve ticari önemi bulunan Maddalena geçidi[5] civarındaki toprakları 60 bin ekü ödeyip satın alınca Lyon-İtalya ticaret yolunu kontrolüne alarak ister istemez Kuzey İtalya politikasında önemli bir oyuncu haline gelmiştir. Dahası Venedik ve Ceneviz Cumhuriyetleri arasında mülkiyet anlaşmazlığı bulunan Ege denizinde bulunan Tenedos adasının mülkiyeti de Savoy kontluğuna emanet edilince konumu iyice güçlenmiştir.
Amadeus, Osmanlı hükümdarı I. Murat tarafından sıkıştırılan kuzeni Bizans imparatoru V. John Palaiologos’a 15 gemi ve 1700 askerle birlikte yardıma gitmiş, Midilli lordu I. Francesco ve Macar kralı Büyük Lois’in kuvvetleriyle birlikte Osmanlılar’ı Gelibolu’dan çıkarmayı başarmıştır. Bu sırada imparator Palaiologos’un Bulgarlar tarafından esir alındığını duyan Amadeus Karadeniz’e çıkarak Mesembria ile Sozopolis arasındaki tüm kaleleri ele geçirmiş, sıra Varna kalesine geldiğinde Bulgar Çarı Ivan Alexander (1331-1371) barışa razı olmuş, V. John Palaiologos 180 bin florin karşılığında serbest bırakılmıştır. Kışı Mesambria’da geçiren Amadeus burada V. John ile buluştuktan sonra ülkesine dönmüştür.[6]
Karvuna Prensliği
Karvuna prensliği, 14. yüzyılda Bizans etkisiyle Dobruca bölgesinde kurulan sözde bağımsız bir devletin adıdır. Etnik yapısını Bulgarlar, Yunanlılar, Tatar, Gagavuz ve Vlahların oluşturduğu devlet adını Karadeniz kıyısındaki Karvuna[7] kalesinden almıştır. 1320 yılında 2. Bulgar krallığından ayrılan bölgede Balik adlı Bulgar-Kuman hanedanından birinin liderliğinde kurulan devlet dini açıdan İstanbul Patrikhanesi’ne bağlanmıştır. Balik’in oğlu Dobrotitsa[8] zamanında (1347–1386) gücünün doruk noktasına ulaşan prensliğin[9] başkenti Kaliakra’ya taşınmıştır. 1358 yılında Ceneviz gemileri vasıtasıyla gelen veba salgını sahil kentleri boyunca çok sayıda ölüm vakasına sebep olmuştur. Cenevizlilerin haklı korsanlık şikâyetlerine önlem olarak kendi deniz filosunu oluşturan prensliğin amirallerinden birisi Baltaoğlu adıyla İslam’a geçerek 1453’de İstanbul’un fethinde görev almıştır. 1366’da Bulgar Çarı Ivan Alexander, Macaristan’dan dönen Bizans imparatoru V. John Palaiologos’un topraklarından geçmesine izin vermeyince imparatorun kuzeni Savoy kontu Amadeus Pomorie, Nessebar, Emona ve Kozyak gibi Karadeniz sahilinde bulunan Bulgar limanlarını ele geçirmiştir. 1370-75 arasında Venedik ile ittifak yapan Dobrotitsa Cenevizliler ile karşı karşıya gelmiş, damadı Michael’in Trabzon imparatoru olmasına yardım etmiş, Bizans imparatoru V. John Palaeologus’u oğlu IV. Andronikos Palaiologos’a karşı desteklemişse de de ikisinde de başarılı olamamıştır. Dobrotitsa’nın 1386’da ölümünün ardından yerine geçen oğlu Ivanko I. Murad ile barış antlaşması yapmış, başkentini Kaliakra’dan Varna’ya taşımış, 1387’de Cenevizliler ile Pera’da yeni bir ticaret antlaşması imzalamıştır. Aynı yıl Bulgar Çarı Şişman İvan (1371-1395) Karvuna’ya saldırdıysa da bölgeye hâkim olamamıştır. 1388-89’da Osmanlı ordusu Varna’yı ele geçirmiş bu sırada İvanko’da öldürülmüş, fırsattan faydalanan Vlah lordu I. Mircea Dobruca’nın bazı bölümlerini 1420’ye dek kontrol etmeyi başarmıştır.[10] 14. Yüzyıl sonlarında bölgeye gelen Alman seyyah Johann Schiltberger başkentleri Vidin, Tarnovo ve Kaliakra olan 3 yarı Bulgaristan’ın varlığından bahsetmesi[11] bölgenin parçalı siyasi yapısı hakkında fikir vermektedir. Bizans imparatoru II. Manuel Palaiologos 1413’de Varna’yı geri almayı başarmışsa da 1444’de “Varna savaşı” ile bölgenin geri kalanı ile birlikte Osmanlı egemenliğine girmiştir.
Varna Savaşı
Osmanlı sultanı I. Murat, 1440-42 yılları arasında Belgrad ve Transilvanya
kuşatmalarının başarısızlıkla sonuçlanması üzerine Macar kralı Hunyadi ile 10 sürecek bir ateşkes imzalamış, Karaman emirliği ile barış yaptıktan sonra tahtını 12 yaşındaki oğlu II. Mehmet’e bırakmıştır. Ateşkese rağmen Papa IV. Eugene (1383-1447) yeni bir Haçlı seferi organize edince II. Mehmet kendi isteğiyle tahtı babasına terk etmiştir. I. Ulászló komutasındaki Macar ve III. Ladislaus komutasındaki Polonya güçlerine ek olarak küçük çaplı Çek, Töton, Hırvat, Bulgar, Boşnak, Vlah, Litvanya, Sırp ve Ukraynalı barındıran 18 bin kişilik Haçlı ordusu 10 Kasım 1444’de Varna kentine batı yönünden saldıran 40 bin kişilik Osmanlı ordusu karşısında tutunamamış, Ladislaus savaş meydanında ölürken ordusu büyük ölçüde yok edilmiştir. Savaş sonrasında Varna ve civarında asırlarca sürecek Osmanlı egemenliği başlarken Haçlı ordularının yenilgisi İstanbul’un fetih sürecini hızlandırmıştır.
Varna Osmanlı dönemi
Rumeli beylerbeyliğinin Silistre sancağına bağlanan Varna 1610 ve 1653’de Kazak
korsanlarca yağmalanmıştır. Osmanlı-Rus savaşları sırasında 1773 ve 1828’de kısa süreliğine Rus ordusunca ele geçirilen kent, 1854-55 Kırım Savaşı sırasında Osmanlı ile müttefik Fransız ve İngiliz donanmalarının uğradığı deniz üssü olarak hizmet vermiştir. Bu dönemde kente musallat olan kolera salgını pek çok kişinin ölümüne yol açarken, ani bir yangın da binaların çoğunu kullanılmaz hale getirmiştir. 1866’da Tuna kıyısındaki Ruse ile Varna arasında demiryolu hattı çekilerek ilk tren seferleri başlatılırken bir süre sonra Orient Express’de İstanbul-Budapeşte güzergâhında zaman zaman bu hattı kullanması ve Dobruca bölgesi buğdayının İstanbul ve Avrupa ülkelerine buradan ihraç edilmesi 19. Yüzyıl sonlarında 12 yabancı konsolosun ikamet ettiği Varna’nın ticari ve stratejik açıdan önemli bir liman kenti olduğunun göstergesidir.
Varna Modern dönem tarihi
Vasil Levski’nin (1837-73) devrimci komitesine Varna’dan geniş ölçüde katılım olmuş, Bulgar ayaklanması başarıya ulaşıp, 1878’de Berlin antlaşmasıyla Bulgaristan Osmanlı devletinden bağımsızlığı kazanmıştır. Rus ordusunun 27 Temmuz’da girdiği Varna 1. Balkan ve I. Dünya savaşı sırasında da cephe kenti olunca ekonomisi olumsuz etkilenmiştir. Bağımsızlığın ardından bölgedeki Türk ve Yunanlılar’ın önemli bölümü 1906, 1913, 1919’da büyük kitleler halinde göçe zorlanmıştır. Böylece 1860 yılında 20 bin kişilik kent nüfusunun yarısını Osmanlı Türkleri, üçte birini Yunanlılar geri kalanları Bulgar, Yahudi ve Ermeniler oluştururken Bulgar nüfus oranı hızla artmıştır[12]. 1944’de kent Kızıl Ordu tarafından işgal edilmiş tüm ülkede Sovyet yönetimi tesis edilmiştir.
Varna Tarihi Yapılar
Theotokos Ortodoks Katedrali, Odessalı mimar Maas tarafından inşa edilmiş ve 30
Ağustos 1886’da ibadete açılmış olup, Bulgaristan’ın en ünlü ve en büyük dini yapısıdır. 17. yüzyıl yapımı Theotokos Panagia, geçmişte Rum metropolitliği olarak kullanılan 10. yüzyıl yapısı St. Athanasius kilisesi, 15. yüzyıl yapısı St. Petka Paraşkeva şapeli, denizcilere adanmış Saint Nicholas kilisesi, Archangel Michael şapeli, 14. yüzyıl yapısı Konstantine ve Helena manastırı ise kentin diğer önemli Ortodoks kiliseleridir.
Osmanlı döneminde 18 olan cami sayısı 2’ye inmiş olup günümüzde sadece biri ibadete açıktır. Ayrıca kentte birer tane Ermeni Apostolik, Roman Katolik, Evanjelik Methodist kilisesi, 2 baptist kilisesi, Sefardik ve Aşkenaz sinagogları ile bir Budizm merkezi yer almaktadır.
Varna kent merkezinden 8 km kuzeyinde yer alan Euxinograd’da önceden St. Demetrius ve St. Konstantine manastırları olan alanda Bulgar çarı Ferdinand 1882’de yazlık bir saray inşa ettirmiş, 1946’dan itibaren Komünist Parti yöneticilerinin yazlığı olarak kullanılan yapı 1989’da ülkenin demokratikleşmesiyle halka açılmıştır. Bölgede 1980’lerde komünist lider Todor Zhivkov’un Türk nüfusa karşı başlattığı asimilasyon kampanyasına karşı adlı Türklerin haklarını savunan “Drandar grubu” hareket ortaya çıkmıştır.
Varna Civarındaki Öneml iYerleşimler
Aksakovo adı ilk olarak 17. yüzyıl kaynaklarında köy olarak geçmekte olup, 2004’te belediye statüsü kazanan 7.611 nüfuslu (2005) bir kasabadır.
Momino veya Avren, Varna’nın doğusunda yer alan bir kasaba olup 1868’de inşa edilmiş Saint Petka kilisesini barındırmaktadır.
Gebece, Beloslav veya Kruşevo, Varna’nın 19 km batısında yer alan 8,482 nüfuslu (2004) bir kasabadır.
Aspros[13], Akdere veya Byala, Varna’nın 50 km güneyinde yer alan eski bir Yunan kolonisi olup, ilk yerleşim MÖ 6. yüzyılda modern kasabanın güneyindeki St. Athanasius (Sveti Atanas) burnunda kurulmuştur. Roma döneminde kalenin yanına bir Jupiter tapınağı inşa edilmiştir. MS 681’de ilk Bulgar Krallığı döneminde kasabanın kuzeyinde Beli Nos[14] adlı burunda yer alan Viça adlı kale inşa edilmiştir. Osmanlı döneminde Akdere adıyla köy statüsünde olan yerleşimin halkının büyük bölümünü Yunanlılar oluşturmaktaydı. I. Dünya Savaşı’nın ardından Yunanlı köylüler mübadele ile Yunanistan’a gönderilmiş olup yerlerine, Yunan Makedonyası’ndaki Athira (Bozets) köyünden getirilen Bulgarlar yerleştirilmiştir. 1984’de belediye olan kentin 2004 nüfusu 2,069’dir.
Dalgopol[15], Varna’nın 70 km doğusunda yer alan bir kasaba olup, 2008 nüfusu 5.183’dir.
Aşağı Çiftlik veya Dolni Çiftlik, 1444 tarihli Varna Savaşı sonrasında Osmanlılar tarafından kurulmuş bir yerleşim olup, uzun yıllar geçim kaynağı sığır yetiştiriciliği olmuştur. 1795’de Kafkasyalılar tarafından yakılan yerleşim uzun yıllar boş kaldıktan sonra 1830’de Yanev ailesi tarafından yeniden canlandırılmış, zamanla göç alarak nüfusu alınca 1919’da belediye olmuştur. 4 Eylül 1974’de Kamçiya olarak değiştirilen yerleşimin eski adı 10 Kasım 1989’da iade edilmiştir. Aşağı Çiftlik merkezi 7.418 belediyesi ise 20.217 nüfusa sahip olup, bunun 12.857’i Bulgar, 5.390’u Türk, 717’i Çingenedir.
Provat[16], Pravadı veya Provadiya, güneyinde yer alan kaya tuzu madenleri bulunan, Bizans döneminde inşa edilmiş kale etrafında gelişmiş bir Ortaçağ kasabası olup, 1. ve 2. Bulgar krallıkları döneminde dini ve ticari önemi artmıştır. Kent merkezinin 2005 nüfusu 16.718’dir.
Kozluca, Nov Gradets veya Suvorovo, Varna’nın 34 km kuzeybatısında yer alan, merkezi 5.017 nüfuslu (2008) bir kasaba olup, adını 1768–1774 Osmanlı-Rus savaşı komutanlarından General Alexander Suvorov’tan almıştır.
Kurtdere veya aynı anlamdaki Bulgarca adıyla Valçi Dol 1974’te belediye statüsü kazanmış olup, merkez nüfusu (2008) 3.617’dir.
Varna Demografi
Varna ilinin 2009 yılı nüfusu[17] 500.428 olup, bunun % 85.3’ü Bulgar, % 8.1’i Türk, % 3.4’ü Çingene, % 0.6’sı Ermeni, % 0.3’ü Ruslardan oluşmakta ayrıca önemsiz oranlarda Ukraynalı, Yahudi, Yunanlı, Tatar, Vlah ve Kafkas topluluklarını da kapsamaktadır. Varna civarındaki Aksakovo, Suvorovo, Valchidol, Vinitsa yerleşimleri zamanında Gagavuzlar tarafından kurulmuş olmasına karşın bugün Bulgar halkının yoğun yaşadığı yerleşimlerdir. Varna’nın kent merkezinin nüfusu ise 364.292 kişi olup (2009), büyük bölümü (%92.5) Bulgarlardan oluşmakta ayrıca az miktarda Türk (%3.8) ve Çingene’de yaşamaktadır.
Kaynak: Özhan Öztürk. Pontus: Antik Çağ’dan Günümüze Karadeniz’in Etnik ve Siyasi Tarihi (Genişletilmiş 3. Baskı). Nika Yayınları. Ankara, 2016
Notlar
[1] Yunanca Ὀδησσός. Pliny Nat. IV.18; Ovid, Trist. I .9. 37; Anon. Per. 13; Ptol. III.10.8, 8.11.6; Diod. 19.73, 20.112
[2] Velkov, 1977: 62
[3] Nicholaou, 1894: 83, 86-87, 116, 120-121. Konstantinople patriği II. Andronicus Palaeologus dönemi kayıtlarında kent hem ‘Odyssos’ hem de ‘Vare’ adıyla anılmıştır.
[4] İtalyanca Il Conte Verde
[5] İtalyanca: Colle della Maddalena, Fransızca: Col de Larche.
[6] Norwich, 1996: 330-331
[7] Modern Kavarna kasabası. Varna’nın 64 km kuzeydoğusunda yer almaktadır.
[8] Venedik dokümanlarında Dobrodicie olarak kayıtlıdır.
[9] 1357’den sonra despotluk olarak anılmıştır.
[10] İnalcık, 1998: 611 a-b
[11] Schiltberger, 1997: 100
[12] 2011 nüfus sayımına göre 334,781 kişilik kent nüfusunun 284,738’ünü (% 93.8) Bulgarlar, 10,028’ünü (% 3.6) Türkler, 3,160’ünü (% 1.2) 3,378’ünü (% 1.1) Çingeneler ve diğer toplumlar oluşturmaktaydı.
[13] Yunanca άσπρος “Beyaz”
[14] Bulgarca “beyaz burun”
[15] Bulgarca Дългопол “uzun tarla”
[16] Yunanca πρόβατο “koyun”
[17] 5 Şubat 2011 <http://www.grao.bg/tna/tab02.txt>